Her Dönem Ve Zamanda Bir Grup Allah Dinini Korumuş Ve Savunmuştur.
Sadr’ı İslam’da dinin koruyucuları ve savunucuları Peygamberimiz (s.a.a) ve Ehl-i Beyt‘i olmuştur.
Dini koruma ve savunma yolunda yapılan mücadele ve çekilen zahmetler o kadar yüce ve uludur ki; Allah Resülu din koruyucularına kardeşim diye hitap edip onları görmeyi arzulamıştır.
Hz Muhammed: Keşke kardeşlerimi görebilseydim! diyince ashab; Ya Resülullah biz sizin kardeşiniz değil miyiz? Sana iman ettik, seninle hicret ettik, sana yardım ettik ve senin yaranlarından olduk, diye sordular.
Allah Resülu şöyle cevap verdi: Evet doğrudur, fakat benim kardeşlerim sizden sonra gelenlerdir. Onlar beni görmedikleri halde; sizler gibi bana iman eder, sizler gibi beni sever, sizler gibi bana yardımcı olur ve sizler gibi beni doğrulayıp tastiklerler. Keşke kardeşlerimi görebilseydim!
Ey müminler! ey samimi ve sadık din savunucuları ve Allah Resülunun yardımcıları! Allah Resülu sizleri görmeği arzulamaktadır.
Din ve Kuran’dan sakın taviz vermeyin. Dini koruyup savunmak, peygambere yardımcı olmak sadece savaş meydanına koşmakla sınırlandırılmamıştır. Kaleminizle, malınızla, konuşmanızla, davranışınızla Allah yolunu yaşamak ve yaşatmak Allah yolunda cihat etmektir.
Hz Ali (a.s) Peygamberimiz (s.a.a) döneminde dine ve Kurân’a sadece kılıçla değil örnek ve kamil bir insan olarak, dini anlatarak yaşayarak yardımcı oldu.
Hatta Peygamberimizin vefatından sonra İmam Ali Aleyhisselam şöyle buyuruyor:
-İnsanların dinden çıkıp uzaklaşmasından korktuğum için hakkımdan vaz geçtim.
Yüce Allah dinini vesilelerle bu güne kadar korumuş ve koruyacaktır. Bu hak din kıyamete kadar bâki kalacaktır. Gelin bu dinin korunmasında bizler de birer vesile olalım.
İmam Sadık Aleyhisselam şöyle dua ederdi:
Allah’ım! Beni, dinini koruduğun vasıtalardan karar ver!
Allah’ın değişmeyen sünneti; Allah’a yardım edene Allah‘ın yardım etmesidir.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. (Muhammed/7:)
Allah’ın dinine ve peygamberine yardım edenler İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. (Haşr/8)
Günümüzde Allah ve Resüluna nasıl yardım edebiliriz hiç düşündük mü?
Her meslek sahibi kendi dalında Allah ve Resüluna yardımcı olabilir.
Öğretmen yetiştirdiği öğrenciyle, iş veren humus ve zekatıyla, doktor insanlara samimi hizmetiyle, ümmet güzel ahlak ve doğruluğuyla dine, Allah’a ve Resüluna yardımcı olmalıdır.
Toplumun kültürünü, ilmini, ahlakını, değerlerini, saygınlığını korumak Allah ve Resüluna yardımcı olmaktır.
Kuran-ı Kerim Din ve din önderlerine yardımcı olanları kurtuluşa erenler olarak tanıtmıştır.
Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Araf/157)